28 Ağustos 2010 Cumartesi

SOSYAL SOLCUYUZ NETEKİM


Efendim solcuyuz biz, solcuyuz derken sosyal solcu efendim, o da ne demek diye sorarsanız açıklayayım.

Hani sosyal içiciler vardır ya, arkadaşlarla beraberken, iş yemeklerinde, kutlamalarda falan içerler. Bizim solculuğumuz da öyledir işte. Rakı masasında memleket kurtarılır. Okulların pilav yok börek günlerinde, eski dostlarla gittiğimiz pikniklerde hatırlarız. Zülfüden, Efkan Şeşen’den şarkılar, Selda Bağcan’dan türküler söyleyerek vayy ne günlerdi o günler deriz. Yani sosyal ortamlarda hatırlarız solcu olduğumuzu. Sosyal içiciler gibi. Son yıllarda da tabii ki sosyal paylaşım platformları gelişti mesela oralarda da Nazım Hikmet, Can Yücel şiirleri paylaşırız.Günlük hayatımızda ise solculuk ile alakamız yoktur.

Global sermayeyi elinde tutan bankalara paramızı yatırır, kazanmak isteriz. Eeee eğitimliyiz de yaş 35i aşmış, para da kazanmışız, tabii ki iyi giyiniriz markalı falan. Çocuklarımızı kolejlerde okutur boş vakitlerimizi de alışveriş merkezlerinde geçiririz. Birçoğumuz büyük şirketlerde yönetici olmuştur ve o şirketler daha çok nasıl para kazanır diye, aldığımız eğitimimizi ve beyin gücümüzü o yönde kullanırız. Aslında bu noktada hekim ve devlet memuru olduğum için şanslıyım. Para kazanırken, maaşımı bankadan alırken daha bir huzurluyum.

Yine de günlerden bir gün sosyal solcu olmak dışında bir şey yapasım geldi. Sanırım tekel işçilerine destek amacıyla, memurlar için genel grev kararı alınmıştı. Bir an gözlerim parladı ve bende grev yapmaya karar verdim. Hastaların mağdur edilmesi söz konusu değildi zaten, tek grev yapan doktor bendim. Diğer hekimlere başvurabilirlerdi. Israr ile beni isterlerse eğer’’ Doktor hanım grev yapıyor, hasta bakmıyor’’denecekti.

Kapıdaki güvenliğe, kayıt memurlarına grev yaptığımı söyledim. Oturdum poliklinikte kapımı da içerden kilitledim. Bir kaç kere güvenlik geldi hasta ısrar etmiş bakar mı diye.’’Olmaz ona bakarsam ısrar etmeyenlere haksızlık olur kesinlikle bakmayacağım’’ dedim. Çok da fazla hasta gelmiyordu zaten. S.Ahmet gibi turistik bölgede, sokak müzisyenliği yapan sanırım Romanya kökenli akordeon çalan bir genç vardı. Grev günü yine o geldi, üç beş doktor arkadaş bahçeye indik ‘’Bella Ciao’yu (Çav Bella) istedik, çaldı biz de el çırptık, üç beş kişi ne oluyor diye camdan baktı, baya bir havaya girmiş olarak odama döndüm.

On dakika geçti geçmedi kapım zorlanmaya başladı yine cam kapıdan baktım, güvenliğin gölgesini tanıdım açmamaya karar verdim.’’Yine hasta bak diyecek bakmıyorum işte’’ diye düşünüyordum ki ısrarla kapıyı vurunca hışımla kalkıp açtım ‘’Ne var?’’ diye carladım ve donakaldım. Güvenliğin iki adım gerisinde başhekim duruyordu. Bende ‘’Tamam şimdi sıçtık’’ ifadesi oluştu.

-‘’Ne oluyor’’ diye sordu, ****** bey, yani milliyetçi görüşlü sorumlu hekimimiz.Yüzüne baktım kararlı bir ifadeyle ‘’Grev yapıyorum’’dedim.Uzun yıllardır beraber çalışırız bir kere bir kere bile sorun yaşamadık ayrıca da sever beni.Uzun uzun yüzüme baktı sanırım ne diyeceğini düşündü.

-‘’İş yavaşlatma yap bari hastalar mağdur olmasın ‘’dedi.

’’Olmuyorlar hocam,koca poliklinikte benden başka grev yapan yok zaten’’dedim.

Aradan bir saat geçti geçmedi telaşla hemşire hanım geldi.

-‘’Telefon geldi vali bey gelecekmiş,****** bey haber gönderdi herkes odasında olsun’’ dedi.

‘’Odamdayım zaten valinin bana gelecek hali yok ya’’ dedim.

Meğersem bana geliyormuş ya da sevgili sorumlu hekimim bana güvendiği sevdiği için !!!!!! (grev öyle değil böyle yapılırı göstermek için) benim muayene etmemi uygun görmüş. Zamanın vali beyi, üç beş siyah takım elbiseli koruması, sorumlu hekimimiz odaya girdiler. Şaşkınlıkla ayağa kalktım ‘’Hoş geldiniz’’ dedim

-‘’Hoş bulduk, nasılsınız doktor hanım çalışıyor musunuz’’ ? dedi.

Yuh dedim kendi kendime, koca vali grev yaptığımı duydu da sormaya mı geldi ? Yok daha neler….

-‘’Çalışıyorum ‘’dedim

Bu arada Yusuf Yusuf atan iç sesim’’ Tabii ki çalışıyoruz efendim ne demek çalışmamak, belki bazı adi, şerefsiz, anarşik ruhlular çalışmıyor olabilir ama ben onlardan değilim Allah onların topusunun belasını versin’’dedi.

Tabii koskoca vali benim çalışıp çalışmadığımı sormaya gelmemiş, Cağaoğlu’ndaki Valilik binası bize çok yakın olduğundan, ciğerini dinletmeye bir de akciğer filmi çektirmeye gelmiş. Bir kaç gün önce ağır bir grip geçirmiş, muayene olduğu profesör şimdi bir problem yok ama 2-3 gün sonra bir ciğerlerinizi dinleyelim, bir akciğer filmi çekelim deyince iş yoğunluğu nedeni ile uzak bir yere gidememiş bizim polikliniğe gelmiş. Muayene ettim film çekildi kibarca teşekkür etti iyi çalışmalar diledi ve gitti.

Peki ben bu hikayeye inandım mı? Tabii ki hayır, eminim grev yaptığım duyuldu ve beni kontrole geldi. Söz valla bir daha anarşik olmayacağım. Şükür yoldan döndürüldüm. Ben yine sosyal solcu olayım hem neyime yetmiyor .Zülfü konserlerine gideyim, loş ışıklarda çakmak yakayım müziğin ritmiyle sağa sola sallanayım.

18 yorum:

Çocukla Kampa Gidilir (mi?) dedi ki...

bu kuşakta böyle bir kuşak...

ayağında converse ayakkabılarla solcu gazeteleri satan bir kuşak...

tüketen, tükendiğini bilmeyen bir toplum...

apolitik bir toplum...

solcusuda sağcısı da sosyal...

ama solcusu romantik olan...

ibrahim ortac dedi ki...

ben de bir seyahat esnasında babama eski 200L de olsa mercedes'e binmememiz gerektiğini (tamamen milliyetçi duygularla) söylemiştim. dağ başında arabayı durdurup in o zaman sen yaya gel şehre demişti. o gün sosyalistliğin ne kadar kötü bişi olduğunu anladığımdan hiç kalkışmam halkçı eylemlere. hem zaten LADA'ya binmekle CHE şapkası tişörtü giymekle bişi de olmuyormuş. keyifli bir yazıydı efendim. iyi pazarlar

bad-ı saba dedi ki...

mükemmelin fevkinde bir yazı olmuş:))
ama bi de şu açıdan bak olaya: memleketimizin valileri memurlarıyla ne kadar da haşır neşirler, ne kadar ilgililer gör:))

Kalau dedi ki...

Anarşist doktor..cık cık!! Hiç yakıştıramadım:)) İç sesinizin içtenliğine de hayran kaldım doğrusu:))

Adsız dedi ki...

ehl-i sermaye'ye karşı mukavemat-ı fi'îliyede(direnişte) bulunan tütün ve arak amele taburuna(tekel işçisine), onlar lehinde tarafgîr(destek çıkan) olmanız şayan-ı takdirânedir. Zât-ı âlîlerinizin(yüksek kişiliğinizin) bunu tefekkür eylemesi(düşünmesi) yarı yoldan nâmüsait(elde olmayan) vaziyetler sebebiyle geri dönmesi hasebiyle olması bile belîdir(kabul edilebilirdir)...ayriyet'en zamâne-i şebâb'da(gençlik yıllarında) iştirâkî(sosyalist) bulunup da kîsesi mangır ile hem-hâl olduktan(cebi para, rütbesi terfi gördükten) sonra da'vâ-yı kudsiyye'ye(kutsal davaya) " mâzîde kalmış bir hoş sadâ" (geçmişte kalan güzel ve sürekli bahsedilen anılar)şeklinde bakan tabura iyi bir kelâmât(yazı) nesretmişsiniz(yazmışsnız)...

Bucera dedi ki...

@ Kybele F
Bak bu çok doğru daha romantik daha şair ruhlu, daha çok okuyan.

@ibrahim Ortaç
Büyüklerimiz ne eylerse güzel eyler;
ananemde üniversite öğrencisi olan dayım, solculuktan nutuk çekince demişti ki; Sen önce anneni babanı sömürmekten vazgeç ondan sonra halkların sömürülmesinden bahset.

@Bad- saba
Teşekkür ederim haklısın valla kendiüsü gelip beni yoldan çevirdi. :)

@ Kalau
İç seslerimiz her zaman dürüsttür çünkü içerde kalacak kimse duymayacaktır onları zannederler.
Benimki salak tabii nereden bilsin bırak dış sese dönüşmeyi bir de net ortamında rezil olduğunu.

@Adsız
Ahanda yine gelmiş benim sevgili adsızım :) Özletme kendini yahu bu sefer Osmanlıca sözlük ile beraber gelmişsin iyi olmuş :)

Adsız dedi ki...

sağcı mı solcu mu olduğu soruldu ona,kıyasıya alay edildi....insanların kim olduklarından ziyade neci oldukları ilgilendirmiştir bizi.
aidiyet duygusu elbette iyi,ama;önce ait olduğu yere bi şey katacak kıymeti elde tutmak lazım.

Bucera dedi ki...

@ nesimi
Evet sevgili nesimi burada da öz eleştiri yaptım zaten.
Sağ - sol kalıplarından ziyade insan sevgisi, dürüst ahlak öncelikli olmalı, gerisi teferruat.

R.Erkan SEZGİN dedi ki...

Şimdilerde sanal alemde tıklayarak öyle bir solculuk yapılıyor ki, Vali Bey hangisine yetişecek bilemiyorum:))))

Bucera dedi ki...

@ Erkan
sanal alemlerin de valileri hatta telefonların dinleyenleri v.s. şükür her bir şeyimiz vardır

Beyaz dedi ki...

Fotoğraf beni kopardı ne yalan sölim :D

Bucera dedi ki...

Burada yazar demek istiyor ki; Hepimiz Tayyip'iz hepimiz Che'yiz

CEPAYNASI dedi ki...

hepimiz tayyipiz,
hepimiz cheyiz:D

Bucera dedi ki...

@ cep aynası

Değil miyiz ? :)))

ysnbzdmr dedi ki...

1 mayıslardan sonra pankartı topla hoppa içki içmeye vay boyeydı vay şöyleydi...tartısma konsu oldu diyebırlım acıkmıs slohan atan halkımın ınsanları tam muhurdardar cad küpe gidecegız burger gıdelım dedı bırı ayıp dedık hadı içioz neyse ama burger deme bari o kadar da kaybetmeyelım:) kendımızı:)) içler acısı....

Bucera dedi ki...

@ ysnbzdmr
Hoş geldiniz efendim.
Katkı için teşekkürler

ysnbzdmr dedi ki...

hoşbulduk:)

francesca mckennitt dedi ki...

Ne kadar eğlenceli bir yazı bu ya, bayıldım :) Benim memurum işini bilir, dememişler bu sefer.