19 Aralık 2009 Cumartesi

BU MEMLEKET BİZİM












Rum asıllı ,yıllardır tanıdığım tansiyon ve şeker takiplerini yaptığım bir hastamdı.Her Yunanistan’a gidişinde bana oraya has bademli kurabiyelerinden getiriyordu.Yılbaşında ise mutlaka ev yapımı çöreklerden paskalyada ise paskalya çöreği.Eğer bayram yakınsa mutlaka bayramımı kutlardı.
Memleketimde son günlerde dönen oyunlardan dolayı aklıma ilk defa ona 6-7 eylül olaylarını sormak geldi.’’Siz 6-7 eylül olaylarında İstanbul’da mıydınız ? diye sordum.
-‘’Tabii ‘’dedi emin bir şekilde.’’Biz Hep İstanbul’daydık biz buralıyız.’’Doğru diye düşündüm benimki de soru mu? Kadın benden çok İstanbullu ben 1984'den beri İstanbul’dayım atalarım 1453 den beri onun ataları belki M.Ö önceden beri burada.’’Bana biraz o günleri anlatır mısınız ‘’diye sordum?
-‘’ O zaman Yedikule’de oturuyordum ‘’diye başladı. ‘’Yedikule mi?’’ Orada da mı olaylar oldu sadece Beyoğlu değil miydi?’’
-Yedikule ‘de o zamanlar hep Rumlar otururdu sonra göç ettiler ben de Yedikule’de oturuyordum. Evet Yedikule’de de çok olaylar oldu. Bana bir şey olmadı üç katlı ahşap bir evimin giriş katında Müslüman Türk kiracılarım vardı.Ben de hemen başıma bir eşarp bağladım kapımıza dayandıklarında kiracılarım çıktı dışarı .’’Gidin gidin buradan burası Müslüman evi ‘’ diye bağırdılar.O kadın öyle bağırınca dokunmadılar benim evime.O zamanlar oğlum bebekti güzel bir bebek arabamız vardı onu metruk depo gibi bir yere saklamıştım, evimize dayanırlarsa parçalamasınlar diye .Evimize dokunulmadı ama o depo gibi yerde arabayı bulmuşlar parçalamışlar ona çok üzüldüm.Bir olay daha var hala şaşarım karşımızda tek başına yaşayan hiç evlenmemiş Rum bir kadıncağız vardı,ablasının getirdiği bir kap yemeğini bile kedilerle paylaşır ,hasta kedileri toplar gözlerini oksijenli suyla temizlerdi.İşte o kadının evine üç kere dayandılar ama kapıdan içeri giremediler gözlerimle gördüm.
Gülümsedim demek kedilerin koruyucu meleğini koruyan başka koruyucu güç vardı.Zaten kedilerle aram iyi umarım zor günümde o güç bana da uğrar diye düşünürken,hastam daha acıklı konulara geçti.
-‘’Yan binamdaki genç bir kızın çeyizini paramparça etmelerini o bembeyaz çarşaflarının üzerinde tepinmelerini unutamıyorum ne ağlamıştı kızcağız ne emeklerle göz nurlarıyla işlemişti’’
Daha fazla anlatmadı kapım yoğundu tahlillerini aldı .’’Şimdi gidiyorum,yeni tahlillerimle beraber cumaya geleceğim değil mi ilaç raporu için’’ diye sorarak çıktı.
Bu kadar anlatması bile yetmişti bana ,düşündürdü beni çok düşündürdü. En milliyetçisi için bile bu olaylar tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. Provakasyon yalan yanlış haberler sonucu çığırdan çıkan gelişmeler.
Benzer olaylar yaşanıyor,ülkem adeta bir iç savaşa sürükleniyor.İki tarafa da sesleniyorum ‘’taraf’’ olmayalım.Ceylan’a üzülen Serap’a üzülmezse taraftır ve o asıl ideolojisi için üzülüyor gibi yapıyordur.Ölen Üniversite öğrencisine üzülmeyen Sadece şehitlerimize üzülüyorsa yanlış yoldadır o da taraftır.Topraklarında sonsuz çeşitte ırkı bir Amerikan bayrağı altında tutup ellerini göğüslerinde birleştirip ulusal marşlarıyla en büyük milliyetçiliği beceren o ülke ,karıştırmak bölmek istedikleri ülkelerde etnik ayırımcılığı kullanmaktadır.Ne olursak olalım,istediğimiz dili konuşalım istediğimiz kültürü yaşayalım ama unutmayalım bir bayrak altında ‘’Türkiyeliyim ‘’ demeliyiz çünkü… ….





Dörtnala gelip Uzak Asya'dan

Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan

Bu memleket bizim!

Bilekler kan içinde, dişler kenetli

ayaklar çıplak

Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim!

Kapansın el kapıları bir daha açılmasın

yok edin insanın insana kulluğunu

Bu davet bizim!

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim!

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Gene enfes bir yazı olmuş, senin yazındaki bu birebir insan ilişkilerinden çıkardığın harika anektodlara bayılıyorum. Her yazından yeni,farklı bir insanla tanışmış gibi hissediyorum.
Sevgiyle...

Bucera dedi ki...

Teşekkür ederim kartankarası güzel yorumların beni mutlu ediyor

Nedret dedi ki...

Sizi hiç kaçırmadan okuyorum.Yoruma gerek bırakmayacak açıklıkta ve doğrulukta yazıyorsunuz.Hiç kesmeyin.Benim gibi yorumsuz okuyucularınızın çok fazla olduğuna eminim. Zor işinizde kolaylıklar dilerim.Sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

belki gereksiz bir yorum olacak ama ben o Diyarbakır'de ölen üniversite öğrencisine üzülmedim, tabi onu ciddiye almadığım için sevinmedim de ama... şu fikirler geldi aklıma, İmralı'daki narsisist kişiliğin 10 metrekarelik yeri için sokağa indiği geldi aklıma, halbuki o ölen herif ve onun o sırada yanında olanların soydaşları 10 metrekarelik alanlarda it gibi, hayvan gibi yaşıyorlar, kendi halkları bu durumda böyle sıkıntılar yaşıyor ama o adam ve onun yanındakiler İmralı'daki narsisistin rahatlığını ve keyfini daha çok önemsiyor, hiç akıllarına "bizim halkımız o odadan daha küçük yerde 15 kişi koyun koyuna yatıyor" demek gelmiyor... öğrenci olmasına rağmen yaşı oldukça var, benim gibi 1,5 sene önce fakülteyi bitirip askerlik yapmış adamdan bile büyük, yani sünger kafalı olmaması lazım, geriye kötü niyetli olduğu seçeneği kalıyor... sırf o taptıkları adam istedi diye İngiltere'deki Sinn Feinn gibi olmak yerine İspanya'daki Batasuna gibi olmayı tercih ettiler... yazık, Kürtler için de üzülüyorum, kendi demokratik ve kültürel haklarından, sosyal yaşamlarından daha önemli görüyorlar onun oradaki rahatını...bu nasıl bir ağa-cemaat ilişkisi, Allah gibi tapıyorlar İmralıdakine... konuyla belki çok alakası yok ama bi an yazasım geldi...
Konya'dan...

Bucera dedi ki...

@ neduk
Çok teşekkür ederim umarım yazdığınız gibidir
sevgilerimle

Bucera dedi ki...

@ adsız
Yazdıklarınızda haklı olduğun yerler var .....Fakat bunları yazan çizen o kadar çok insan var ki amacım politika yapmak değil sayfam o amaçla kurulmadı sadece barışa huzura ihtiyacımız var birleştirici bir yazı yazmak istedim.Katkı için teşekkürler