İlk bana gelişinde çok sevimli görünmüştü .Doksana yakın belli gün görmüş eski bir İstanbul hanımefendisi.Minare yıkılmış mihrap yerinde kalmış dedirten cinsten.Başında el örgüsü bone ,bere benzeri bir şey,1950 ‘lerden kalma yün taba rengi manto ,mantosunun yakasında görünen eşarbı broş ile tutturmuş,bastonlu ,geçmişi hatırlatan ayakkabıları ile bir zamanlar şık ama şimdi eskimiş biraz da kirlenmiş görünen giysiler…..
Özenle yazılmış ilaç listesini önüme uzattı iki ayrı kağıtta yazılmış iki ayrı ilaç listesi.İstediği ilaç miktarı fazla olduğundan iki ayrı doktora kayıt almıştı.Ben ilaçları yazarken herhangi bir yorum yapmama,bilgi vermeme kesinlikle izin vermiyordu.İlaçlar yazıldıktan sonra tek tek yazdıklarımı inceliyor aynen onun istediği gibi yazıp yazmadığımı kontrol ediyordu.Biraz hoş beş ettikten sonra emekli matematik öğretmeni olduğunu devlete 40 yıl hizmet ettiğini anlatmış,dertliydi de biraz
-Efendim beni yaşlı görüyorlar kandırmaya çalışıyorlar .Cin gibiyim ben matematik öğretmeniyim her işimi kendim görürüm kimseye güvenmem.Yalnız yaşıyorum ben .Eve kimseyi sokmam ,hiç evlenmedim,iş yapmaya yardımcı olmaya geliyorlar soymaya çalışıyorlar.Güvenmem ben kimseye.
Haklı da olabilirdi yaşlılığın etkisi ile paranoid düşünceler de geliştirmiş olabilirdi.Haline çok üzülmüş,hey gidi hey demiştim içimden insanoğlu ne hallere geliyor kim bilir eskide nasıl titretiyordu bastığı yerleri.Yazdırmak istediği ilaçlar pek de önemli ilaçlar olmadığından aynen nasıl yazmamı istediyse yazmıştım.
Bir gün yine geldi koydu listeyi önüme .Çok etkili pahalı guruplardan bir antibiotik de vardı.
-Hanımefendi bu ilacı niçin istiyorsunuz ? Neyiniz var? İstekle olmaz ancak muayene sonucu gerekirse yazılacak bir ilaç bu .
Yine bir şey söylediğimde’’ Sen ne anlarsın kızım senin yaşından fazla benim meslek hayatım var’’ bakışını ,alaylı gülüşünü yüzüne oturtturarak cevap verdi.
-Efendim kullanıyorum bu ilacı hocalar yazmıştı onu bana ihtiyacım var ki yazdırıyorum.
-Niye ihtiyacınız var ? Şikayetiniz nedir? Daha önce yazılmış olabilir ama bir kere yazıldı diye sürekli kullanılmaz ki.
-Mabadımda efendim bir zamanlar yara çıkmıştı kullanmıştım iyileşmedi ,hala sert kullanmalıyım.
Mabad mı? Diye düşündüm neresi acaba .Neresiyse neresi ben doktorum en olmadık yerleri görebilir ve de elleyebilirdim, çok doğal bir şey bu.
-Hanımefendi bir görebilir miyim?
-Peki görünüz ,iyileşmedi diyorum size niçün inanmıyorsunuz?
Soyunmaya başlayınca mabadın poposu olduğunu öğrenmiştim.Soyunması uzun sürmüştü onca kıyafet çıkarılmış,bele sarılan metrelerce kuşak açılmış ve mabada ulaşılmıştı.Eliyle de elimi ,yaralı olduğu düşündüğü bölgeye götürmüştü.Muayenede biraz o bölge sertti ve iyileşmiş yara dokusu görüntüsü vardı.İyileşmiş derin yaralar hafif sert kalabiliyordu bu normaldi.Bunun dışında da mabadı yaşına göre oldukça iyi durumdaydı işin doğrusu.
-Hanımefendi sizin bir yaranız varmış antibiotik verilmiş,iyileşmiş şu anda ilaç kullanmanıza gerek yok.
Alaylı yüz ifadesine siniri de eklemişti.
-Nasıl ihtiyacım olmaz efendim? Siz de gördünüz yaram var iyileşmemiş neden yazmıyorsunuz kuzum? (Türk filmleri repliklerini canlı yaşıyordum havaya girmiştim)
-Elinize sertlik geliyor hakkı aliniz var efendim,mamafih bu yara değildir ilaç kullanmayınız.
-Nasıl kullanmayayım hocalar yazdı efendim niçün beni yoruyorsunuz? Mabadım da yara var efendim.
-Yok efendim doktor olan benim bir zamanlar yazılmış olabilir ama şimdi gerek yok.(sanırım ben de biraz sinirlenmiştim)
-Niçün sinirleniyorsunuz kuzum? Benim gibi yaşlı bir hanıma neden eziyet etmekte ısrar diyorsunuz? Başka hekimler yazıyor siz neden benim gibi hanıma eziyet etmek istemektesiniz ?
Bu bir süre daha böyle devam etti ikna olmuyordu.Sürekli aynı cümleleri kuruyorduk.Son noktayı koymaya karar verdim,
-Hanımefendi ben yazmıyorum,diğer ilaçlarınızı yazarım.Yazan hekimler varsa onlara yazdırınız o zaman.
Hala odamdan çıkmıyordu,alaylı bir şekilde bakıyordu bana.Belli tartışmamıza gerek yoktu ayrıca giyinmesi de baya bir sürecekti.
-İzninizle ben biraz yukarı çıkacağım lakin dinlenmem lazım hemşire hanım size giyinmenizde yardımcı olsun ‘’.diyerek odadan kaçtım.Yemekhaneden diğer doktor arkadaşımı aradım ay bir teyze gelecek sana beni mahvetti v.s…..anlatmaya başladım ki araya girdi.O hekim arkadaşım benden çok daha uzun zamandır bizim poliklinikte çalışıyordu.****hanım mı geldi? Mabadımda efendim mabadımda değil mi?
-evet ??? şaşırmıştım.
Onu ikna edemezsin mümkün değil. Yıllardır tanırım ben onu .Arada bir başka sebepten kalçası bacağı ağırsa gelir’’ Mabadımda yara var efendim ‘’der o ilacı yazdırır ,kaçarı yok bunun. Bir daha ki gelişinde de’’Bak siz yazmıyordunuz ama bakın nasıl iyi geldi’’der.Mosmor eder bir de adamı.Hiç mi boş yere ilaç kullanan insanlar olmuyor? Yazıyoruz bu hanıma mecburen,plasebo etkisi ile geçiyor ağrıları işte.
Bu gün ne mi öğrendim?
‘’Mabadın ‘’ne anlama geldiğini ama canıma da okundu, hani öğrenmesem de olurdu.Çok mu merak ettim? Açardım bir sözlük olmadı google’den arardım …….
4 yorum:
bu yazarımızın ilk yazılarını okuduğumda bir anda geçirdiğim halecanlarla derin bir sevince gark oldum... "işteeee!" dedim "evvvettt" dedim, aradığımız yeni kan, edebiyatımızda yeni bir san'at, yeni bir nef'es bu bayan yazardı... derinlemesine insan portreleri, araştırıcı bir mütehalliliyet...(fazla abarttım osmanlıcayıxD) tıpkı Cumhuriyet'im ilk yıllarında idealizm uğruna Anadolu yollarına düşen makale yazarlarımızı hatırladım, hatta bu yazarımızın Reşat Nuri'nin "Anadolu Notları" eserinin bir tekrarı derecesini vücuda getirmeğe başladığına fazlasiyle kaani oldum, aradaki tek fark, bu yeni yazarımızın Anadolu'da değil de İstanbul'un göbeğinde bu portreleri yakalamasıydı... Fransız klasiklerini bile ucube hale getirecek kadar müthiş bir realizm, insanın her nefes alıp verişini bangır bangır duyuracak bir hislilik... ama ruya uzun sürmedi, nedense bu yazarımızda eserlerini artırdıkça bir "cıvıma" başladı, o memleket meselelerini ve sosyal sorunları insan özünde kavrayan aydın hissine sahip realist yazar gitti, yerine "mabadları" ve "husyeleri" konu edinen snob bir kişilik geldi... tamam, karakteri cıvık desem, o da değil, zat-ı aliyeleri son derece ciddi bir hanımefendi... ommaygaaad, bir de demiştim ki yeni bir Reşat Nuri geliyor, ne Reşat Nuri'si kardeşim, düpedüz yenisinden Engin Ardıç geliyor... öfff, gene sinirlendim, banane lan, ben dersime gidiyorum, ben mi kurtaracam lan Türk edebiyatını...
:)))),
Sevgili adsız; her ne kadar adsızlığın arkasına da saklandıysanız nurlu cemalinizi tahayyül etmekte, kim olduğunuzu fazlasıyla farkındayım.Anadolunun en el değmemiş yerlere tayin edilmek istemiyorsanız beni övmeye devam ediniz lakin yüksek mercilerde tanıdıklarım mevcuttur :)
mabadındaki yara nasıl oluşmuş ben onu öğrenmek isterdim. yılların geçiremediği bu yaraya sebep ne olaki?
ayrıca bknz bernoulli denklemi,Fourier serisi,Boole cebiri.
Yorum Gönder