Asistanlık hayatım tam bana göreydi, biz aile hekimliği asistanları bir yerde uzun süre durmuyorduk. Çalışmadığımız girmediğimiz poliklinik yoktu. Bırakın sıkılmaya alışmaya bile vaktimizdir kalmıyordu yani tam bana göre .
Velhasıl bu doğrultuda infertilite (kısırlık) polikliniğinde bile çalışmışlığım var. Gelen hastaların dosyalarını dolduruyor girişlerini yapıyor ve ilk yapılması gereken tahlili yapıyorduk. Dosyaları doldururken, her türlü bilgiyi işlerken, haftalık cinsel ilişki sayısını niteliğini de öğreniyorduk. Hazır olun efendim nefesinizi tutun, çok önemli bir bilgiyi paylaşacağım sizinle. Belki yüz defa okumuşsunuzdur renkli gazetelerin janjanlı haberleri arasında’’ Vay efendim Türk erkeği on kaplan gücünde vay Alman Helga dedi ki’’ Oh mein got, ben görmedi böyle erkek’’Aman biz dünyaya bedeliz. Yok kardeşim böyle bir şey yok işte. Bu haberleri yapan erkekler, kendilerine torpil geçiyorlar ayrıca erkekler böyle haberleri okumak istediğinden yazılıyor. Ticaret bu arz talep meselesi. Olmaz böyle bir şey demeyin sanki piyasa böyle haberlerle dolu değil mi? Çoğunluk ne okumak istiyorsa o yazılıyor.
Neyse konumuz bu değil. Bilgileri kadınlardan alıyorduk. Erkeğe sorsak dürüst davranmayacak tabii. Bayılıyordum ben bu polikliniğe. Devlet hastanesi olduğundan genelde sosyo ekonomik seviyesi düşük kesimden hastalar geliyordu. Kadınlar ezilmiş, bıkkın, üzgün kim bilir ne baskılar yaşamış yok sayılmış. Bizim poliklinikte ise ‘’erkek’’ adam yerine konmuyordu. Tüm bilgileri kadından alırdık. Haftalık cinsel ilişki sorusuna eşi cevap verirken erkekler ezilip büzülürlerdi genelde. Evet açıklıyorum sayıyı haftada bir-iki. Üç diyen nadir. Düşünün bunlar genç ve çocuk sahibi olmaya çalışan çiftler.İster inanın ister inanmayın, yazım cıvık olabilir ama içeriği bilimsel hem de güvenilir kaynaklardan.
Velhasıl bu doğrultuda infertilite (kısırlık) polikliniğinde bile çalışmışlığım var. Gelen hastaların dosyalarını dolduruyor girişlerini yapıyor ve ilk yapılması gereken tahlili yapıyorduk. Dosyaları doldururken, her türlü bilgiyi işlerken, haftalık cinsel ilişki sayısını niteliğini de öğreniyorduk. Hazır olun efendim nefesinizi tutun, çok önemli bir bilgiyi paylaşacağım sizinle. Belki yüz defa okumuşsunuzdur renkli gazetelerin janjanlı haberleri arasında’’ Vay efendim Türk erkeği on kaplan gücünde vay Alman Helga dedi ki’’ Oh mein got, ben görmedi böyle erkek’’Aman biz dünyaya bedeliz. Yok kardeşim böyle bir şey yok işte. Bu haberleri yapan erkekler, kendilerine torpil geçiyorlar ayrıca erkekler böyle haberleri okumak istediğinden yazılıyor. Ticaret bu arz talep meselesi. Olmaz böyle bir şey demeyin sanki piyasa böyle haberlerle dolu değil mi? Çoğunluk ne okumak istiyorsa o yazılıyor.
Neyse konumuz bu değil. Bilgileri kadınlardan alıyorduk. Erkeğe sorsak dürüst davranmayacak tabii. Bayılıyordum ben bu polikliniğe. Devlet hastanesi olduğundan genelde sosyo ekonomik seviyesi düşük kesimden hastalar geliyordu. Kadınlar ezilmiş, bıkkın, üzgün kim bilir ne baskılar yaşamış yok sayılmış. Bizim poliklinikte ise ‘’erkek’’ adam yerine konmuyordu. Tüm bilgileri kadından alırdık. Haftalık cinsel ilişki sorusuna eşi cevap verirken erkekler ezilip büzülürlerdi genelde. Evet açıklıyorum sayıyı haftada bir-iki. Üç diyen nadir. Düşünün bunlar genç ve çocuk sahibi olmaya çalışan çiftler.İster inanın ister inanmayın, yazım cıvık olabilir ama içeriği bilimsel hem de güvenilir kaynaklardan.
İkinci içimin yağlarını eriten, evinde kaplanı oynayan erkeği poliklinikte fareye çeviren olaya gelelim. ‘’Bunun çocuğu olmuyor’’ diye karılarını getirdikleri poliklinikte, ilk önce biz diyorduk ki ‘’Bakalım sen yapabiliyor musun? Tam böyle demiyorduk tabii. Alın bu plastik bardağı sperm örneği getirin diyorduk. Beraber çalıştığım erkek aile hekimi asistanı arkadaşım iyice takılırdı, gülerek kabı uzatır (ki plastik bardak boyutunda) ‘’Ağzına kadar doldur gel’’ derdi. Hep beraber gülerdik. Hasta da mahcup sırıtarak dışarı çıkardı. Yani genelde bunun şaka olduğunu herkes anlardı. Her zaman sabah erkenden sperm örneği için kabı verirdik hasta da en geç 1-2 saat sonra örneği getirirdi.Geç kalmaması gerekiyordu zaten.
Bir gün oturuyoruz mesai saati bitmek üzere poliklinikte iş yok muhabbet ediyoruz. Kapı açıldı bir adam girdi içeri,bacakları titriyor hali mecali kalmamış.Önce anlayamadık bitkin bir şekilde plastik kabı uzattı
‘’Ancak bu kadar doldurabildim ‘’dedi.
Vah vah yurdum erkeği yazık sana ya, istemeden ne zahmetlere sokmuşuz seni.
12 yorum:
Valla çok fenasınız :D sizin elinize düşmeye görsün adamlar. Kopardın beni bugün gülmekten çene kaslarım ağrıdı. "Ağızına kadar doldur getir" hahahahaha
:)) efendim en az 2 fıkra ile cevap verirdim buna da gülümsemekten elim varmadı. çok yaşayın siz. doktorlar olmasa halimiz harap.
Peki yıllarca renkli gazetelerde okuduğumuz pala bıyıklı Türk erkeklerinin resimleriyle süslenen haberler ne olacak...''Helga Türk erkeklerine bayılıyor,Fıransız kadınları Tercihini Türk erkeklerinden yana kullanıyor'' başlıkları yalanmıydı...Yine kandırıldık desene..Demekki kadınlarımızın akşam yatma vakti gelince baş ağrısıda yalanmış böyle birşey yokmu.:))
Yukardaki yazı bana ait..ama Fransız yazarken 'f' ile 'e' arasına 'ı' harfi koymuşum kusuruma bakmayın bizim buralara pek Fransız bayan gelmezde..alışk deyiliz sizin anlayacağınız...
Fransız kadınlara fransız kalıyorsunuz yani :))
Fransız kalmam Sadece mesafeden dolayı diyecem inanmayacaksınız,Fransız hanımlara soracaksınız fransız kalmanın nedenini.:)) Yok şimdi erkeklere toplumda güvensizlik oluştu:)).Ayrıca erkekler çok yalan konuşmazlarmış.Asıl yalan konuşan kadınlarmış.Erkekler yalan konuşmaya alışık olmadıklarından arada bir sallarsalar hemen yakalanırlar açıkları ortaya çıkarmış..Kadınlar öylemiymiş o kadar yalan konuşurlarmışki yalan konuşmayı çok iyi becerirler renk vermezlermiş..Zavallı erkekler çok nadir yalan konuştuklarından hemen yüzleri kızarır belli ederlermiş...
yaşasın bi doktor blogu daha buldumm!!:) Daha da güzel yanı, yazılarınızı çok beğendim inşallah bundan sonra da okumaya çalışcam:) Elinize sağlık çok keyifli bir yazı olmuş...De adamcağızı o kadar hırpalamasanız daha iyi olurmuş sanki:)
@ İbrahim Ortaç haklısınız fıkra tadında bir yazı oldu
@ Kalau yaşasın bir okurum daha oldu :))
inanın o erkeklerin karılarına çektirdikleri yanında bizimkisi ballı börek tavada çörek.
iyi yapmışsınız.Ben de denk geldikçe bişeyler söylemeye ve yapmaya çalışıyorum, bi saniye yüzleri kızarsa kardır...
Yanılmamışım, bu blog izlenmeyi fazlasıyla hak ediyor. Çok hoştu, akşam eşime de okutayım...
Sevgilerimle...
@ aysema
Ayol eşinize dostunuza konu komşuya bakkalınıza da okutun :)
Yorum Gönder