İçimdeki çocuk bu sene tıp bayramında pek bir duygusal.14 Mart tıp bayramı kutlamaları aracılığı ile bu günün çıkış noktasını ve devamında bir çok şeyi hatırlamış oldum.
"Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire” adlı tıp okulunun açılış tarihi olan 14 Mart 1827, ülkemizde modern tıp eğitiminin başlangıcı olarak kabul ediliyor. Tabii ki modern tıp eğitimiz bu tarihte başladı diye duygulanmadım. Hatta kendimin modern tıp eğitimi de 1989 yılında başladı ama ne bu sizi pek etkiler ne de benim bu tarih ile ilgili derin bağlarım vardır. Hatta iğrenç geçecek bir altı yılın başlangıcı olarak da anılabilir.
Tıp Bayramı, ilk kez, 1. Dünya savaşı sonunda, İstanbul’un işgal edildiği günlerde, yabancı işgal kuvvetlerine karşı tıp öğrencilerinin bir tepkisi olarak 1919 yılında kutlanmış. Etkilendiğim nokta burada başladı. Memleketimi düşündüm koskoca İstanbul’u işgal altında, sonra ulu önder Atatürk’ün sözleri ‘’ Geldikler gibi giderler’’
Bir iç sızlatıcı hikayede Çanakkale savaşından gelir. Birinci dünya savaşının başlaması ile birlikte Ağustos ayında Tıp Fakültesi tatilde olduğundan tüm tıp öğrencileri silah altına alınır. Tıbbiyeli birinci sınıf öğrencilerinin hepsinin Çanakkale’de şehit olduğu ve 1921 yılında mezun vermediği söylenir.
"Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire” adlı tıp okulunun açılış tarihi olan 14 Mart 1827, ülkemizde modern tıp eğitiminin başlangıcı olarak kabul ediliyor. Tabii ki modern tıp eğitimiz bu tarihte başladı diye duygulanmadım. Hatta kendimin modern tıp eğitimi de 1989 yılında başladı ama ne bu sizi pek etkiler ne de benim bu tarih ile ilgili derin bağlarım vardır. Hatta iğrenç geçecek bir altı yılın başlangıcı olarak da anılabilir.
Tıp Bayramı, ilk kez, 1. Dünya savaşı sonunda, İstanbul’un işgal edildiği günlerde, yabancı işgal kuvvetlerine karşı tıp öğrencilerinin bir tepkisi olarak 1919 yılında kutlanmış. Etkilendiğim nokta burada başladı. Memleketimi düşündüm koskoca İstanbul’u işgal altında, sonra ulu önder Atatürk’ün sözleri ‘’ Geldikler gibi giderler’’
Bir iç sızlatıcı hikayede Çanakkale savaşından gelir. Birinci dünya savaşının başlaması ile birlikte Ağustos ayında Tıp Fakültesi tatilde olduğundan tüm tıp öğrencileri silah altına alınır. Tıbbiyeli birinci sınıf öğrencilerinin hepsinin Çanakkale’de şehit olduğu ve 1921 yılında mezun vermediği söylenir.
Sadece tıp öğrencileri mi? Mekteb-i Sultani öğrencileri yani şimdiki ismiyle Galatasaray Lisesi öğrencileri de gönüllü savaşa katılmış ve gencecik yaşta şehit olmuşlardır.
Osmanlı Devleti silah altında bulunan 1891-1893 doğumlulara ilave olarak ilan edilen seferberlikle 1875-1890 doğumlular da kıta hizmetine çağrılmıştır. Daha sonra ise bir Tokat Türküsü’ne konu olacak 1315 doğumlular da ihtiyat ve geri hizmet maksadıyla askerlik hizmeti için çağrılacaktır. ‘’Hey onbeşli onbeşli,Tokat yolları taşlı.Onbeşliler gidiyor,Sevenlerin gözü yaşlı.’’ Hızlı bir ritme sahip olan bu türküyü dinlerken kaçımızın aklına on beş yaşında savaşa giden çocuklar canlanıyor ?
Bir İngiliz generalinin şu sözleri o zamanki kayıplarımızın sadece can olmadığını çok iyi anlatıyor. “Çanakkale’nin İngilizler açısından kazancı, Türk milletinin okumuş aydın kesiminin şehit edilmesi, gençliğinin ve geleceğinin elinden alınmasıdır.
Bu bilgiler ışığında insanın ne bayramı diyesi geliyor. Bu sene 14 Mart tıp bayramında bu delinin kalbi bu çocuk askerlere ağlıyor.
5 yorum:
İyi ki delisin.
İyi ki yazdın..
@ Berna
İyi ki geldin
İyi ki Bendensin :)
:)
Şu yazının altında gülüşebilmemiz bile ne olduğumuzu kanıtlıyo.
Bu asker çocuklara, "benim için mi gazi oldun" diye yüzüne çemkirilen gazilere, ayaklarını, kollarını kaybetmişken yüzlerindeki gururun zamanla acı ve kördüğüme dönüştüğünü görmeye benim kalbim de ağlar hep.
:(
İçim katıldı şimdi benim de :((
Şöyle düzeltmek isterim:Mekteb-i Sultani Galatasary Lisesi'dir ve doğrudur çok şehidimiz vardır...
Yorum Gönder