28 Ekim 2009 Çarşamba

BEN BİLMEM BEYİM BİLİR







Hastalarıma sigara bıraktırma konusunda özel bir çabam var. Çocukluğumdan itibaren gelen sigara nefretim ,mesleğimle birleşince mantıklı bir karışım oldu. Son zamanlarda internet üzerinden aldığım eğitim ve katıldığım kurslarla bunu bilimsel bir zemine oturtmaya çalışıyorum. Sigara içiciliği demiyorum çünkü bu bir bağımlılık, dünya sağlık örgütünün tanımlaması ve hastalık tanı kodlarıyla da psikiyatrinin sınıflandırmalarında da ( ICD10,DSM V) hep bağımlılık olarak tanımlanmaktadır. Her türlü bağımlılık tedavisinde olduğu gibi, çok emek isteyen ve başarısı düşük bir hastalıktır.Yani sigara ilk yıllardan itibaren hastalık oluşturmadan önce de ‘’içici olma’’ haliyle de bir hastalıktır.
Bu temel bilgi doğrultusunda her gelen hastaya farklı bir dilde sigaranın zararlarını anlatmaya ve ulaşmaya çalışıyorum. Örneğin genç bir kıza kalp hastası olursun v.s….anlatsam vız gelir tırıs gider etkilenmez , kalp hastalığı, akciğer kanseri Kaf dağının ardındaki Anka kuşu kadar uzaktır onlar için. Genelde zaten annesinin zoru ile gelmiş, karşımda gözlerini devirerek oturan zamane genç kızı vardır. Eğer bu genç kız zamane genç kızlarından en gıcık olanlarından ise tahmininizin tam tersi işim biraz daha kolaydır, en gıcık zamane kızına şöyle bir örnek vereyim; Elinde son model cep telefonu ile sürekli konuşur, eğer evdeyse aynanın karşısında olur bu konuşmalar’’Ya Tuğçebent !! (ya da buna benzer bir isim) gördünmüü kızııım ? Neydi o bi kalm geldi valla, ne biçim bir saç kestirmiş Boğaçsun öyle, manyak valla’’Bu esnada aynada sürekli mimik yapılır,hangi duruşu daha güzel, saçını ne tarafa atarsa daha havalı göründüğü incelenir, aniden çığlık muhabbeti böler’’Ayy ölmek istiyorum ,ay olamaz inanmıyorum sivilce çıkmış suratımda..yaa ne kadar şansızım ben niye bana ya? İşte bu tip kızlara sigaranın cilt üzerinde olumsuz etkisi anlatılmalıdır.Kısaca şöyle diyesim gelir’’İçmeye devam edersen suratın üç vakte kadar buruşur ,kararır maymun dötüne benzersin’’


Erkekte ise tabii ki en etkili yöntem iktidarsızlıktan dem vurmak,özellikle orta yaşı geçmiş ve orta yaş bunalımı da başladıysa tam zamanıdır, hafif hafif kayıpları da başlamıştır. Panikler, bırakmaya karar verir. Çok yaşlı hastalarımda ise artık iş işten geçmiş düşüncesiyle onlar için daha etkili bir yol kullanmayı tercih ediyorum. ’’İç amcacım iç valla sen içtikçe bana ayan oluyor, zebaniler ha bire odun atıyorlar ateşe, müşteri geliyor diye’’ Tahminiz üzere tam bu cümleleri kullanmıyorum, bunlar aslında söylemek istediğim ama konumum ve eğitimimden dolayı daha kibar ve bilimsel çerçevede söylediğim cümleler oluyor. Aslında ikisi de aynı kapıya çıkıyor ya işte neyse. İşin doğrusu sigara içiciliğinden iktidarsızlığa geçişi henüz pek cesaret edemedim ama şeker hastalarına yavaş yavaş başladım anlatmaya. Önce böle çaktırmadan damarlarınızı bozar diye başlıyorum, Eveeet damarlarımız en hassas damarlarımız nerelerde var? Göz ,böbrek yani gözleriniz bozulur ,böbrek yetmezliği gelişir ondan sonra böyle lafları yuvarlayarak, başka yerlere bakarak işte yani iktidarsızlığa kadar gider…..


Velhasıl bunu da ekleyeyim kişi sigarayı bırakmak istemeli ön şartım bu, eğer istemiyorsa uğraşmanın bir anlamı yok. Bundan dolayı ilk önce istemesi gerektiğini anlatıyor, istiyorsa eğer fiziksel ve psikolojik bağımlılık konusunda yardımcı olmaya çalışıyorum.
Yine böyle bir hastam öksürük şikayeti ile baş vurmuştu, muayene ve anamnez sonucu kronik bronşiti ve sigara bağımlılığı ortaya çıkmıştı. Yaşına, beklentilerine göre uzun uzun konuştum. Önce beyinde bitirmelisin ki sana yardımcı olayım demiştim. O da’’Yok beyim karışmaz ‘’demişti .İyi zaten sen sigara bırakıyorsan kocan niye karışsın ki?
-‘’Tamam da beyimi getiremem izin alamaz o’’
Allah Allah kocasını çağıran kim diye düşündüm.
-Kocan sigara içiyor mu ? onun da mı bırakmasını istiyorsun?
.-‘’Yok içmiyo doktor hanım.
Eee o zaman niye gelemez diyorsun onu çağırmıyorum ki?
-‘’Sen diyon ya beyini de getirmelisin’’
Bir anda’’ körlerle sağırlar birbirini ağırlar’’,’’Havanda su dövmek’’,Boşa kürek çekmek’’……gibi dilimizin nadide deyimleri aklıma geldi. Ümidimi yitirmiyorum gün gelecek hastalarım ve ben aynı dili konuşacağız.

Hiç yorum yok: