15 Şubat 2012 Çarşamba

BAZEN NASIL DA KOLUMU KANADIMI KIRIYORLAR


Bir hastamdan dolayı oturup zırıl zırıl ağlayasım var, zırıl zırıl olmasa da ağlıyorum işte. Kolumu kanadımı kırdı canım yanıyor, çok acıyor çok….

Özel bilmem ne doktorunun telefonda önerdiği, kendisinin kargacık burgacık yazdığı kağıt parçasını koydu önüme, şikayetlerini söyledi.

Dinledim muayene ettim ilaçlarını yazdım.

- Her ilacı kullanmam tansiyonumu çıkarıyor’’ dedi

Özel doktorunun telefonda söylediği ilaçlardan biri tansiyon çıkaran türden olduğundan onu yazmadım. Diğerleri telefonda duyduğu kadarını yazdığı için ve piyasada öyle ilaç bulunmadığından teşhisimin doğrultusunda ilaçlarını düzenledim. Reçetesini aldı gitti. Üç beş hasta sonra hışımla içeri girdi ‘’ O ilaçların yazılı olduğu kağıdı alabilir miyim ?’’ diye sordu.

Peşinden de fırçayı bastı.

-‘’ Size, ilaçlar bana dokunuyor her ilacı kullanamam dedim kağıttakileri yazmamışsını z‘’ diye söylendi.

Çöpten kağıdı çıkardım verdim, orada ilaca benzeyen tek yazının da tansiyon çıkaran bir ilaca karşılık geldiğini anlattım bundan dolayı yazmadığımı ve bana güvenmediyse, doktoru olarak görmüyorsa, başka bir hekim seçmesini, bana gelmemesini çünkü bu tür davranışların beni çok üzdüğünü söyledim.

Kadın gitti, arkasından bakakaldım. İlk defa buna benzer bir olay yaşamıyorum hatta çok daha kötülerini yaşadım, sinirlenmedim ama bu sefer çok üzüldüm sadece.

Kolum kanadım kırılmış hissettim, canım yandı. O kolum kanadım ki bana nelere mal olmuştu, sanırım da en çok bunları düşününce üzüldüm.

O kolu kanadı ben kolay büyütmedim.

Sobalı evimizin, karanlık arka odasında, küçük elektrikli sobanın karşısında o gecenin en zor saatlerinde, uykuya, yorgunluğa direnerek sabahlara kadar ders çalışarak büyütmüştüm. Kolay olmamıştı o kolları kanatları büyütmek, birçok şeyden vazgeçmek vardı. Mesela gençlikten; başımın dumanlı olmaya, kanımın deli akmaya hakkı yoktu. Tıp fakültesinde okumanın yükü o kadar binmişti ki omuzlarıma. Havai olamadım, hata yapamadım, gönlümce yaşayamadım. En güzel yıllarımı tıp fakültesinin odalarına, koridorlarına, bahçesine gömdüm….

İnsanın gençliğinden vazgeçmesi ne acıdır, ne kapanmaz yaralar bırakır, ileriki yıllarda öğrendim.

Sonrası bir devlet hastanesinde asistanlık, daha beter sabahlamalar, çok kötü şartlar altında tutulan nöbetler, hamam böcekleri arasında 1-2 saat uyumaya çalışmalar, eve pire taşımalar, şiddete maruz kalmalar…. Yaşanır anlatılmaz yılların sonunda varılan otuzlu yaşlar.

Ben otuzlarımın ortasında kendime geldim ve döndüm baktım ki kendim için hiçbir şey yapmamışım…..

Uzun yıllar verilerek büyütülen kanatlar, kollar kolay kolay kırılmazlar, sağlam bağlanmışlardır gövdeye, damarları kalındır bir bilek kalınlığındaki damardan gürül gürül alın teri akar.

Bundan dolayı bir de kırıldı mı çok acır, çok kanar…..

Bugün benim o’’ kolumu kanadımı’’ acımadan çatır çatır kırdılar, hala çok acıyor çok….

26 yorum:

Ümit Aşçı Çini dedi ki...

Cahillik işte...insanı hem eksikli kılıyor hem de küstah...:(

heykeltıraş dedi ki...

kuzuumm kırık kolun kanadından öperim seni..ne yazık ki insanların büyük çoğunluğu empatik olmayı beceremiyor..bu yüzden bu kadar kolaycasına kırıyorlar..

Sokak Kedisi dedi ki...

Canım benim :(

Haddini bilmeyen ve bu kabalığa da yaşla veya durumuyla kılıf bulan ne çok insanımız var artık, değil mi. Eskiden gençler sevilir, büyükler sayılırdı. Doktora giderken takım elbiseler giyilirdi. Öğretmene ceket ilikler, asker görünce gönül teli titrerdi insanımızın.

İçimizdeki insan öldü.

Ne acı ki sen, ben büyüdük, iki gün kanadıktan sonra hayata dönmeyi öğrendik.

Ya evlatlarımız?

İnsan sevgisi ve doğaya saygı düsturu ile büyütmeye çalıştığımız evlatlarımız; bu kaba, sevgisiz, taraflı, saygısız, cahil, hoyrat güruh ile birlikte büyüyecek ve yaşayacaklar.

Esas onlar adına daha çok üzülüyorum ben. İşte o zaman benim de kolum kanadım kırılıyor :((

Bucera dedi ki...

@ Ümit, Heykeltraş
Canlarım hüzünlü günümde gülümsedim sayenizde, iyi ki geldiniz iyi ki yazdınız.

@Sokak kedisi

Çok haklısın, insan sevgisi, emeğe saygı ve benzer değerle giderek yok ediliyor. Artık kaba saba bir güruha dönüştü toplumumuz ve her seferinde çocuklarıma güzel vasıflar aşılamaya çalışırken benze şeyler düşünüyor ve üzülüyorum.

Tontirik Tarifler dedi ki...

hadsiz insanlar,üzülmeyin lütfen :(

mahmutemin dedi ki...

Hani diyorsunuz ya “döndüm baktım ki kendim için hiçbir şey yapmamışım…..” Hah. İşte budur. Dönüp bakacaksın ki geride bir şey yok. Gide gide bir arpa boyu yol almışsın. Hikâyenin içinde milyonlara dair ipuçları var. Milyonlar dedimse, kendini anlamaya başlayan belki bir-kaç’tan bahsediyorum. Şu anlaşılmış olmalıdır. Üzülmek, kimseye bir şey kazandırmaz. İstediğin kadar kır kolunu kanadını, kimse ama sen bile bir şey kazanamazsın. Neye üzülüyorsun ki? Sanki ‘O’nun yerine geçip, filimi terse sarıp, yeniden oynayabilecek misin? hayır ise cevap büyük harflerle sana BOŞ VER DİYORUM.
Dön kendine ve işini en iyisiyle yapmaya devam et.
Belki bir gün karşılaşırsın o Hastanla, o zaman ona teşekkür et, hatta sarıl boynuna, hatta öp ve teşekkür et. Dön ve yürü. Bu sefer o şaşırsın. Bakalım neler olacak?

Bucera dedi ki...

@ çaçaron blog
Ziyaret için destek için teşekkür ederim sevgili çaçaron

@ Mahmut Emin
Güldürdünüz,ama inanın o hastamın boynuna sarılmasam da teşekkür edeceğim ona yapacağım. Bir daha gelirse ne yaparım diye düşünmüştüm şimdi biliyorum

Adsız dedi ki...

doktor odasında oturuyordum yazını okurken.. yüksek sesle okudum..
bu konuyu konuştuk sonra..
senin kırgınlığını çok iyi anlıyorum.. ama..
hastana sarılman değil ama.. meslektaşlarına teşekkür etmen uygun olur diye düşünüyorum.. bu yol açılalı yıllar oldu..
büyük olasılıkla senden epey yaşlı bir meslektaşın olarak.. bu yolun açıldığı yıllarda sıtkım sıyrılmıştı daha.. o yüzden asla devlette çalışmam dedim.. ama asla devletteki bir meslektaşımdan da bana katiplik yapmasını talep etmedim.. hastalar yazdırmak sözcüğünü kullandığı anda itiraz ettim.. de.. ben ve benim gibi kaç kişi.. bize de oluyor.. şöyle.. cerrah fizik tedaviye gönderiyor hastasını.. şunları uygulasınlar diyerek.. =P.. salla sen kendi başını yastığa koyunca rahat uykuya dalacak şekilde yap işini geç.. sistemin dibi çıkmış zaten..

sevgiyle

atalet

Bucera dedi ki...

@ sevgili meslektaşım atalet
Hekimlerde tükenmişlik sendromu diye bir şey varmış, sanırım zaman zaman bu depreşiyor bende ve daha olumsuz bakıyorum bu işleyişe ve dediğiniz gibi; sistemin dibi çıkmış zaten
sevgiyle kalın

semaca dedi ki...

Merhabalar.....
Ataletim yazmış, sayesinde Bloğunuzla tanıştım....
Üzüldüm...bir hastanın sizde yarattığı düş kırılmasının bu kadar büyük bir tusinami etkisi yaratmasına. Kolunuz kanadınız kırılmasın, asla ve asla... O sadece bir hasta...adı üzerinde ...hasta... siz en doğrusunu yapmışsınız ve o hasta bunu yargılayacak yeterlilikte değil. Toplumsal bir hezeyana dönüşüyor hekim nefreti. Kişiler sağlık sisteminin hastalıklarının tüm faturasını hekime kesiyor. Hekimler olarak bizlerin yaptığı hatalar da maalesef körüklüyor bu furyayı. Bu dalgaya kapılıp depresyona girmeyin. Bizim işimiz kadar insana dokunan, tatmini olan kaç iş var. Yıllarımızı fakülte bahçesine gömdük sözlerini de kırgınlıkla ettiğinizi düşünüyorum. Hayır ne çok şey kazanlık oralarda, kendimizi tanıdık, biz olduk. az şeymi bu. Biz hekimler ne yaptığımızı ve kim olduğumuzu biliyoruz. Kolumuz kanadımızı ne sistem ne de hastalar kıramaz. Ama enerjisi yoksa kollarımızın, biz kendimiz kendi kanatlarımızı kırarız. Bir hasta dedi diye böyle kırılmayın. Kızabilirsiniz, haklısınız ama asla kırılmayın. O kanatları siz büyüttünüz ve bir tek siz kırabilirsiniz... sevgiyle

Adsız dedi ki...

Sağlık ocağı doktorunun söylediği ilacı uzman doktora söylerken utanarak ve binlerce kez ürkerek söylüyorum ben.Keşke çöpten ilaç kağıdını almasaymışsınız.Ona üzüldüm işte ,bir öğretmen olarak.Ona aldırmış olsaydınız muzipçe, dedim okuduktan sonra.Bu tür cahillikle biz de uğraşıyoruz ama hiç bir zaman çivisi çıktı bu mesleğin diyemiyorum.O zaman tutanacak hiçbir şey kalmıyor.Önemsemeyin fazla.Sorumluluğun yarısını da ona yüklemeyi zamanla öğreneceksiniz zaten.

Bucera dedi ki...

@ sevgili semaca
Ne güzel yazmışsınız emeğinize, elinize , kolunuza,klavyenize sağlık,teşekkür ederim. Adaşız sizinle galiba, evet maalesef bir hekim düşmanlığı var bunun sebepleri de uzun uzun konuşulabilir ama neyse bu ayrı bir yazı konusu.
Sanırım zaman zaman bendeki bu bıkkınlık duygusu kolumu kanadımı zayıflatıyor, neyse ki geçiyor...
sevgiyle kalın

Bucera dedi ki...

@ Adsız
Yazmanız ne iyi olmuş ben de bahsetmek istiyordum sizlerden, bana hala mesleğimi sevdiren güzel hastalarımdan iyi ki sizin gibiler var, azalmayın ne olur

Adsız dedi ki...

63 yaşındayım,lisans eğitimim var.sizin gibi düşünen,hastası ile ilgilenen bir tek dr.gördüm))sizde ikincisi))sağlıkla,sevgiyle kalınız.gönlünüz hep bol olsun.

Bucera dedi ki...

Sevgili adsız,
Aslında sayımız göründüğünden fazladır inanın bana ama iyi ki sizin gibilerin sayısı da az değil :)

Adsız dedi ki...

tabiki.sayınızın çok fazla olduğunu biliyorum)kabahat bendedir..Şükür;dr.ye az gidiyorum))dikkatimi çeken birde şu var;tüm sağlıkçılar,dr.si,hemşiresi..vs.hep sen derler((sen le siz arasında kısalık yok..efor testindeydim,yandaki bir hanım avaz avaz bağırıyor'ben üniversite hocasıyım,bana nasıl sen dersiniz'diye..ilgilenen görevli;hanımın çocuğu yaşında..banada hep ters gelmiştir..ne dersiniz?aslında çok ufak bir teferruat.sağlıkla,sevgiyle))

Bucera dedi ki...

Yok haklısınız şeytan ayrıntıda gizlidir o '' sen '' çok şey ifade ediyor.
İnanın yeni nesil hekimlerde o '' sen'' çok azaldı belki kalmadı. Eskiden hekimlik üstün statü sembolü gibiydi sanki bundan dolayı direk '' sen '' deme hakkı görüyorlardı. Ama isimlerinin önündeki takılarla ( dr. gibi) kendilerini güçlü hisseden kişiler derinlerde öz güveni yoksun yaralı kişilerdir tutunacak başka dalları olmadığından ön takılara tutunurlar.
Sevgilerimle sağlıcakla kalın

Adsız dedi ki...

hiç bu açıdan düşünmemiştim..bir söz vardır;kişiyi nasıl bilirsin kendim gibi..sanırım ben bu yaşta bile ayniyim))gençlere çok güveniyorum.yolunuz,bahtınız açık olsun))

Adsız dedi ki...

ünvanlara hiç bu açıdan bakmamıştım..haklısınız.bana göre;diploma ,insanlara para kazanmaları için verilen kağıt.görgü,kültür ayrı şeyler.diploma bunları sağlamıyor..evime temizliğe gelen hanımda,bende para için çalışıyoruz..amaç ayni..yollar farklı.okul okumakla sadece meslek sahibi olunuyor..tabiki bunlar sadece benim doğrularım))sağlıkla,sevgiyle

Adsız dedi ki...

bu kadar ara yeter,yazınız artık lütfen))

Bucera dedi ki...

Sevgili adsız

Yazılarımın bekleniyor olması ne güzel.
Korkarım yazamayacağım, malzeme çıkmıyor hastalarım pek düzgün pek hoşlar bugünlerde :)

Adsız dedi ki...

araştırma yapıp,hemen size bir hasta göndereyim))kıyamam size...aman hep iyi insanlarla karşılaşın..))

Esin Bozdemir dedi ki...

Bozuk düzende dimdik ayakta kalabilmek, yıkılmadan, incinmeden, tükenmeden!..zor zanaat..farklı farklı yaşamların içinden gelen, eğitimi, görgüsü, öngörüsü birbirinden çok farklı bir yığın insan var!..sistem ülkenin 4 bir yanını adil eğitip geliştirmiyor ki!.. muhatabınız olan insan/hasta profili de öyle!..aynı insan profili ayak bastığı her sosyal ortamda hep eğreti!..(sonradan gören de, hiç görmeyen de! eğitimsizi de okumuş cahili de!..) nerede ne yapacağını bilmiyor ki!..her karakterden ve davranıştan insan da var!.çok aciz insanlar da! (kadınlar, yaşlılar..)peki bu kimin suçu!..Sistem!..ümit ederim toplumun her kesimi daha insanca koşullarda hayatını idame ettirir ve sizler de daha hak ettiğiniz koşullarda hizmet verirsiniz...(bu gidişattan pek umudum olmasa da temenni etmekten başka çaremiz yok:)

En nihayetinde doktorlar da insan onlar da hastalanabilir! yeter ki ruhların(m)ız hastalanmasın:)Mesleğiniz kutsal bir meslek, emekleriniz ve sizlerin insan sağlığına olan katkılarınız yadsınamaz!..

hizmetleriniz için teşekkürler ve sevgilerimle...

Bucera dedi ki...

@ adsız

:)

@ Esmir

Sevgili Esmir emek vermişsiniz uzun uzun yazmışsınız pek de güzel yazmışsınız.
Teşekkür ederim

ysnbzdmr dedi ki...

Teyze senin kıymetini bilsin istiyorum hep... Bazen metin yazarı değil de doktor olaydım diyorum. Biz kafası dumanlı olmasa da kanında alkol oranı yüksek kişiler seni seviyoruz doktor. Dirseğindeki çürümüşlüğü de iyi biliriz. Yazdıklarını okuyoruz ''Sen o doktor değilsin'' biliyoruz.

Bucera dedi ki...

Umarım o doktor değilimdir.

sevgiyle kalın