8 Şubat 2012 Çarşamba

BEN SİZDEN DEĞİLİM


Geçenlerde okudum, Mina Urgan’nın kitabını ( bir dinozorun anıları) öğrencilerine önerdiği için bir öğretmen hakkında soruşturma açılmış. Neymiş efendim o kitap gençleri alkole özendiriyormuş, yazarı kendilerinden değilmiş. O koskoca kitaptan, her satırında işlenen insan sevgisinden, dolu dolu yaşanmış yıllardan, bula bula bunu mu buldunuz ? ( Ayrıca sarhoşluğun, o rezil duruma düşmenin insana ne kadar yakışmadığını da yazmıştır Mina Urgan o kitabında.)

Ne yapalım sayın büyükler siz de toplumu ahlaksızlığa özendiriyorsunuz.

Koskoca adamlar 13 yaşındaki kıza defalarca tecavüz etti, o kız 7 ameliyat geçirdi, ve davada ‘’kendi rızasıyla ‘’ yapmıştır sonucu çıktı diye indirim yaptınız. Hüseyin Üzmez zihinsel özürlü kıza tecavüz etti, korudunuz. Namazında abdestinde bir baba 12 yaşındaki kızını sattı 6 yıl sürdü davası, o da ancak bir gazeteci üzerine gittiği için, medyaya yansıdığı için, sadece cinsel istismarda bulunan hakkında tutuklanma kararı çıktı. Bir dernek ‘’ deniz feneri ‘’ dedi trilyonları hortumladı kimsenin ruhu duymazdı da Almanya ayağı olduğu için ancak ortaya çıktı. Bırakın adaletin yerine gelmesini, soruşturan savcıları şimdi siz yargılıyorsunuz. Sizin gibi düşünmüyorlar diye o kadar yazarı gazeteciyi kim içeri tıkıyor ?

Sizce kim zararlı bu memlekette ?

Sizin için din, neden, önce kendinizden olmayanlara düşman kesilmek demek? Neden sizin için din sadece görünüşten ibaret ? İnsanın özünü, iyi ahlakını neden unutuyorsunuz? Nerde Mevlana’nın peygamberin  hoşgörüsü, insan sevgisi ? Peygamber bile ‘’Sizin dininiz size, benim dinim bana’’ derken, siz neden herkesi kendinize benzetmeye çalışıyorsunuz, benzemeyenler de gözünüzde ‘’ kötü’’ oluyor. Asıl sorun din anlayışınızın ‘’ başkaları ne yapıyor, ne kadar günahkarlar,tüh kaka onlar’’ dan ibaret olması.

Doğrusu, dinin kişinin özünde olmasıdır yani dindar dediğin en çok kendini eleştirir, kendiyle savaşır kendini düzeltir. Yine Mina Urgan’nın kitabında vardı. Kendisi bir din adamı olan Jonathan Swift ‘’ ancak birbirimizden nefret edecek kadar dindarız, birbirimizi sevebilecek kadar dindar değiliz’’ demiş. Nasıl da uyuyor bize.

Geçenlerde bir oğul, yaşlı babasıyla gelmişti, adam mutsuzdu yaş sekseni geçmişti eski hali yoktu, eskisi gibi yürüyemiyor, her işe koşamıyordu. Halsizliğinin sebeplerini araştırırken öğrendim.

Bir sürü profesöre muayene olmuş, yapılmadık tetkik kalmamış. Çeşit çeşit endoskopiler, EKO’lar tahliller, hiçbirinde problem çıkmamış. Ben oğluyla konuşurken ;‘’Kızım bana yaşlandın dediler, ondan halim yokmuş’’ diye üzgün bir şekilde lafa girdi amcam.

Hekimlik zor bir zanaattır, her şey tıp kitaplarında yazmaz, bazı şeyler Mina Urgan’ın kitabında yazabilir mesela. Amcama gülümseyerek döndüm,’’ Ne güzel işte yaşlandınız ve tüm sorumluluklarınızdan kurtuldunuz ‘’ dedim.

-‘’Efendim anlamadım ‘’dedi

-Yani artık iş stresiniz yok, çocuklarınızı düşünmek zorunda değilsiniz hatta onlar sizi düşünüyor artık. İstediğiniz kadar şımarabilir tembellik yapabilirsiniz kusurunuza bakmazlar. Sabah erken kalkmak zorunda değilsiniz, ama zaten erken uyanırım diyorsanız o zaman ne güzel , sabah trafiğinde işe yetişme derdiniz yok, sahile inin yavaş adımlarla yürüyüş yapın, hızlı yürümediğiniz için etraftaki güzellikleri daha çok görebilirsiniz.(yavaş yürüme ve güzellikleri görme kısmı bana ait). Artık eskiden vakitsizlikten yapamadığınız her şeyi yapabilirsiniz, daha çok kitap okursunuz belki oturur bir şeyler yazarsınız.

Adamın yüzü aydınlanmaya başlamıştı, birden yaşlılık o kadar da kötü görünmedi gözünde.
Oğluna döndüm,’’ Mina Urgan’ın bir dinozorun anıları isimli kitaptan alıntı yaptım babanız için. Siz de alın okuyun, mutlaka babanız da okusun yaşlılığı sevecektir ‘’ dedim.

Ben profesör değilim, beni görmek için hastalar yüksek meblağlar ödemiyorlar. Havalı havalı tahlil tetkik yaptıramıyorum, bilgim onlardan çok daha az ama onların yapamadığını, yaşama sevincini hastalarıma tekrar verebiliyorum çünkü ben tıp dışında da kitap okuyorum. Benim hastama faydam dokundu çünkü Mina Urgan’ı okumuştum.

Ben hastalarıma o kitabı öneriyorum, ben sizden değilim hadi beni de atın içeri.

Dip not, Konumuzla ilgisi yok ama iki okunası blog sayfası tanıtmak istiyorum

5 yorum:

R.Erkan SEZGİN dedi ki...

Mina Urgan, bir röportajında: "çok okunuyorum acaba sığ yazdığım için mi?" diye soruyordu. Geç keşfedilmeye isyan mı bir öz eleştiri mi bilmiyorum:)) Yazıya katkım olsun dedim.
Eline sağlık çok güzel yazmışsın. Mesleğimizi icra ederken insan olduğumuzu unutmazsak böyle güzel sonuçlar alabiliriz...

Bucera dedi ki...

Bir dinozorun anıları bir yaşantı, yazım türlerinden '' anı'' ya karşı geliyor, çok ağır edebi bir eser değil ama bu onu daha az değerli yapmaz aksine daha önemli yapar çünkü daha çok insana ulaşarak topluma daha faydalı oluyor.
Evet ne iş yaparsak yapalım insan olduğumuzu unutmayalım.
Teşekkürler

Bayan Hiçkimse dedi ki...

Eline sağlık... Yaptığımız iş hayattan ayrı değil, ama insanoğlu sınırlar ve duvarlar örmeyi bu noktalara vardırıyor işte. Kitabı okumaktan ben de çok keyif almıştım. Belki de yeniden karıştırmak lazım...

Bucera dedi ki...

@ sevgili bayan hiçkimse
Evet ben ikinci defa okudum, senin d eline sağlık

Adsız dedi ki...

sevgili deli doktorumuz merhaba,
siyasete fena takmışsınız.ak partiyle(akp yazmamamdan anlaşılacağı gibi ben de o kamptanım yani)dindarlık arasında kurduğunuz ilişki sebebiyle çok geniş bir kesimi içine alan eleştiriniz bana da dokunuyor.siyasi olanla hukuksal olanı,siyasi olanla toplumsal olanı ayırmak lazım.her devirde ve o devrin siyasi iktidarı döneminde olabilecek mevzii ve münferit olayları umuma teşmil etmek haksızlık olur.
dindarlığın ne olması gerektiği bahsinde söylediğiniz her şeye sonuna kadar katılıyorum.
selam ve saygıyla..