Efendim nerede kalmıştık? ( Bu yazı bir önceki yazının devamıdır) Evet, televizyonda göründüm hem de iki kanalda birden. Tahmininiz üzere öyle ‘’sabah sabah çişim geldi’’ ya da ‘’sabah şöbiyetleri’’ gibi kadın programına katılan, çok bilmiş doktor olarak değil tabii, ana haberlerde telefonla konuşan salak bir ergen edası ile baş gösterdim. Aynen şöyle diyordum
-’’Ayyy evet inanmıyooorumm B….. çıktı gerçekteeeen’’
( sanki 14 yaşındayım, annemler bana bilmem kaç milyarlık son model cep telefonu almışlar da en yakın arkadaşım Tuğçebent’e haber veriyorum.’’Eveeett kızımmmm o modelden aldılaaarr yaşasın artık koca kolejde bir Berkesun’da bir de bende )
İşte bilge bir doktor olarak görünmek varken, bu salak tarzda göründüm.Zaten elim ayağım titreyerek sahneden inmişim, bölgemi seçmişim aniden B…. İlçesinde bana da yer açılmış ve ben bilmediğim görmediğim bir ASM ‘e balıklama atlamışım oley diye.Tüm bunlar yetmemiş gibi bir de iki TV kanalı başımda beni çekiyor, imza atıyorum oradalar,sahneden iniyorum peşimdeler, telefonda konuşuyorum kameralar açık.Allahtan bir çok görüntüyü yayınlamadılar.Zira bolca saçmaladığım bir röportaj bile vermiştim.
Şöyle ne olur çıksam sabah programına üstümde önlük boynumda stetoskop, tabii ki boynumda stetoskop olacak, çünkü her an birini muayene edebilirim. Sanki günlük hayatımda eş dost sohbetlerinde bu doktor kıyafetiyle katılıyorum. Öyle hazır nazır bekliyorum, biri telefon ile bağlansa da ben stetoskobumu kameraya yapıştırsam oradan teşhis koysam
Aslında nasıl bazı erkekler üzerindeki sünnet kıyafetlerinden kurtulmayıp o ruhu yaşatıyor, kendini kral prens zannediyor ve kadınlardan itaat bekliyorlarsa, bazı doktorlar da özel hayatlarında da o stetoskop ve önlükle dolaşırlar.
Burada bu sefer doktorlara sataşacağım ki genelde erkek hekimlerde vardır bu tavır. Bunlar sürekli stetoskop ve önlükle dolaşırlar. Bilirsiniz gözleri 4-5 numara olanlar sabah gözlerini açmadan, ellerini komidinin üstünde uzatır gözlüklerini takar öyle gözlerini açarlar ya…
Bazı erkek doktorlar ise böyle sabah uyanırlar gözleri kapalı elleri ile komidinin üstünde duran stetoskoplarını bulurlar boyuna asıp öyle giderler çişe. Üzerlerinde Allah ne verdiyse uzuv,organ sallaya sallaya yürürken kul yapımı tek şey stetoskoptur, onunla çiş yaparlar.
Şimdi diyelim bu şahsın evinde elektrikler kesildi. Ararlar elektrik kurumunu
-‘’Ben uzman doktor Allame-i Cihan, elektrikler kesik, bu ne rezalet? V.s……..
Eee sevgili doktorum ameliyathaneden çağrılmıyorsunuz evinizdesiniz. Sizin elektrikleriniz kesildiyse, iki apartman ilerde bakkal amcanın da kesilmiştir. Üst katta emekli mali müşavirin de alt katta kuaför Mahir’in de ama onlar önlerine mesleklerini koymazlar genelde.
Dönelim televizyon programlarına, şimdi bilmiş doktorlar konuşurlar konuşurlar alttan danışma telefonlarının numaraları verilir ki genelde bilmem ne özel sağlık merkezine aittir bu numaralar. Numarayı arasınız hazreti doktora ulaşmanın en ucuz tarifesinin 200 milyondan başladığını öğrenirsiniz. Bu programı dinleyen hanımlar sabah kahveleri de içtikten sonra, 200 milyonu bulamadıklarında benim polikliniğe baş vururlar. Artık onların önlerinde ben varımdır, evet ben, zavallı hamamböceği kılıklı, bedava olan devletin poliklinik doktoru. Artık ben ne desem kifayetsizdir ne yazsam eksik. O kadın bana bakarken hayalinde nur saçan, bir ışık halesi içinde, adeta sihirli kelimeleri fısıldayan televizyondan şifa dağıtan hekimin hayalini kurar.
Bu kadar uzatmama ne gerek var aynısını öz annem yapmadı mı bana ? yaptı valla.bir türlü geçmeyen baş dönmeleri vardı.Kendim araştırdım, bizim orada nöroloji uzmanına, KBB uzmanına gösterdim çare bulamadılar.Sonra bilmem ne meşhur KBB merkezine gitti.Bir sürü test yaptılar, kendisi uzay aracında hissedecek makinelere soktular.Gitti geldi yine gitti.
Sonra bir fatura ödedi. Nasıl bir fatura mı ? Şimdi sağ kolunuzu, avucunuz üste gelecek şekilde uzatın. Sol elinizi dirseğinizin iç kısmına yerleştirin. Hah işte tam o kadar geldi fatura. Sonra dediler ki dikkat edin elimizden başak bir şey gelmiyor.
Annem nasıl mutlu ve daha iyi.Bir şey olduğu zaman diyor ki ‘’Doktorum dedi ki hiç yorulmayacakmışım, aç kalmayacakmışım v.s…..
Tabii tabii ver bana o parayı daha neler neler yaparım ben ama bedava olunca değeri olmuyor tabii.
Bu yazımı çok uzattım sevgili okurlar, hala başlık ile bağlantı kuramadınız değil mi? Konumuza dönelim. Şimdi ben bölgemi ve sağlık merkezimi seçtim ya.kameralar gitti başımdan ,telefon görüşmelerimi yaptım.Yeni aile sağlığı merkezin adı Yusuf ******t aile sağlığı merkezi.Salonda heyecanla bekliyorum benden sonra kim seçecek bu merkezi kimlerle beraber çalışacağım diye.
Tüm aile hekimleri uzmanları seçimlerini yaptı yanıma kimse gelmedi. Ne oluyor ya diyorum niye kimse seçmiyor? B…… gibi bir ilçe istenilen bir bölge neden kimse istemiyor. Oradan benim iç ses başlamasın mı uydurmaya
‘’Ha ha o sağlık ocağının adı aslında Yusuf Yusuf sağlık ocağıymış içinde yatır varmış. Salak bir senin haberin yok seçtin orasını. Gelen hastalar hiçbir zaman iyileşmiyor oraya tayini çıkan doktorlar ise deliriyor korkunç kabuslar görerek ölüyormuş’’
Sonradan orasını seçen emekliliğine az kalmış hekimler oldu. Oranın da apartman içinde bir asma kat olduğunu görmeye gidince öğrendim. Bundan dolayı pek istenmemiş.
Aslında bu yatır lanet ila ilgili iç sesim baya eğlenceli bir şeyler uydurmuştu ama sonradan o katın bağış olduğunu öğrenince bağışı yapan aileye saygısızlık olmasın diye kısa kestim, diğer konuları uzattım.
Sevgili okurlar Kasım ayından itibaren size Yusuf Yusuf aile sağlığı merkezi bildireceğim beni okuyun anacım.
8 yorum:
pes dedirtecek cinsden bir espri tarzınız var.pes diyorum pes
pes dedirtecek cinsden bir espri tarzınız var.pes diyorum pes
Velev ki boynunda steteskopla çişini yapan erkek hekim arkadaş, Cem Uzan'ın idrar tahlili yapan klozetine çişini yapmış olsun. Tahlile bir faydası dokunur mu steteskopun:)) Doktorun olduğu belli olur mu yani?
erkan
@ nesimi
İyi anlamda pes dediğinizi umuyorum :)
@ adsız
Şöyle olur efem tahminimce idrar tahlili doktor imzalı çıkar.
hehe. ben de gördüm seni. pazar günüydü herhal. bloga koymuşun koca resmini. tabi önce düşündüm. acaba ben mi benzetiyorum diye. bu yazıyla onaylandı ki benzetmemişim :)
aramızda herhangi bir samimiyet olmayan insanlarla siz'li konuşuruz ya hani, doktorlarlada öyle konuşuyorum.
Onlarında bana siz demesi uygunken nedense "sen" diye hitap ediyorlar. tuhaf....
ben stateskoptan çok buna takılmış durumdayım.
tamam sağlığımda bir bozukluk var,el mahkum gelicez SANA,
gelmişim de, ne mutlu okumuş öğrenmiş hastalıkları tanımışSIN ama neden bana SEN diye hitap ediyorSUN, doktor olmaN üstünlük mü getirdi SANA demek istiyorum bende... falan filan....
...
Yazarın annesinin ödediği faturayı anlatırken ki tasvirine bayıldım hatta bayılmakla kalmadım burda, sessizlikte, yüksek sesli bir kahkaha attım, neye gülüyosun diyenlerede okudum, onlarda kahkaha attı... Süperdi...
Yusuf Yusufffffffff..
Eğlendim bu yazıda..
Meslek belirtme hastalığı bir de avukatlarda var, ne gerek varsa artık...
@ Kybele
Bir hastaya nasıl hitap etmemiz gerektirdiğini kliniğe giriş dersinden görmüştük.Anadolu'dan gelmiş bir teyzeye ''anacım'' dersin kadın mutlu olur kendini doktora yakın hisseder, eğitimli bir kadın ''nereden senin anan oluyorum '' diye paylar v.s....
Genelde ''siz'' hitap şeklini kullanırım ama bazen yaşça benden çok küçük cici kızlara sen dediğim olmuştur ammman dikkat edeyim o zaman :)
@ Kybele
Bir hastaya nasıl hitap etmemiz gerektirdiğini kliniğe giriş dersinden görmüştük.Anadolu'dan gelmiş bir teyzeye ''anacım'' dersin kadın mutlu olur kendini doktora yakın hisseder, eğitimli bir kadın ''nereden senin anan oluyorum '' diye paylar v.s....
Genelde ''siz'' hitap şeklini kullanırım ama bazen yaşça benden çok küçük cici kızlara sen dediğim olmuştur ammman dikkat edeyim o zaman :)
Yorum Gönder